Yerler intikamını alır üstüne düşenlerden.

Yine de kalınırsa ayakta,

Kum saati çevrilmeli.

Gözlerin aranmasına son vermek sebebi.


Peki ya saçlar!

Sonun dökülmesi mi ellerin cinayeti mi?


Akış ince bir çizgi, delirmek daha ince.

Üstelik kanatların koparılmasına denk!


Bırakılsın o hâlde arpın teli, çarparken benden bana.

Üstüme pazar kahvaltısının gereksizliği çöktü herhal.


Bilinç, yolculuğa gebe olduğundan atıldı pencereden aşağıya

Kaleska’da gece yarısı nostaljik cinayet yankılanırken.

Bırakın şairler hiçbir zaman çağcıl olmasın.

Anonslar yapılsın, atlar yakılsın.

Tanık aransın tanık.

Yasal bir ölüm iki dudak arasında bekleyiştedir.


Çok yönlü bir veda pay edilsin.

Silahlanmış düşlerin fikir babası geliyor,

Açılıyorum ortadan ikiye

Her doğan heybetli kelime gibi

Uzun mesafe yolculukta uyuyakalıyorum.

Uyutan beni uyandırmadan.


Ve bizim coğrafyada açıkça anlıyorum ki

Yedek anahtar yaptırmanın karşılığı,

Avuç içinde beliren tırnak izlerine tekabüldür.