Uzun zaman sonra iş görüşmemeri yapıyorum bu ay. Çevreme bu görüşmelerin nasıl geçtiğini anlattığımda tepki alıyorum.

İşverenlerden -ki işveren dediğim okul müdürü- beklentilerimi dile getiriyorum. Bana uymayan hususları açıklıyorum onlara. Ama sanki bu, iş beğenmiyormuşum gibi lanse ediliyor. Özellikle üzerinde durmak istediğim, öğrencilerime de aşıladığım bir konu bu.


“Herkes istediği işi mi yapıyor canım sanki? cümlesi. Toplumun bireye uyguladığı ciddi baskılardan bir tanesi.

Bir hedefiniz var. Duruşunuz var. Sınırlarınız, prensipleriniz var. Bunlara göre hareket ettiğinizde sizi iş beğenmemekle suçlarlar. Bir de üstüne çoğu insanın işisini zaten sevmediğinden söz ederler. Yahu bu korkunç bir şey.

İnsanlar işini sevmiyor diye ben de mi sevmeyeyim? İnsanlar sırf para için herhangi bir işte çalışıyor diye ben de mi öyle olayım?

Meslek sahibi olmak ne kadar önemli şu hayatta. Bunu salt para kazanma olarak düşünemeyiz. Hayatımız boyunca belki de en çok vakit geçirdiğimiz yer orası. Zamanımızı, enerjimizi harcıyoruz. Sevmeden yapılır mı… Her zaman karşılığını alamayabiliriz. Belki de hiçbir zaman. Ama bu, prensiplerimiz olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

İnsanları yaptıkları işlerden, hatta hayallerden soğutmayalım. Hak ettiğimizi almak önemli ama istediğimiz işi yapmalıyız. Mutlu olmalıyız orada. Mutsuz çalışanların sebebi biz değiliz, o sebeple lütfen kendimizle ilgilenelim.