tutunur muyduk sıkı sıkıya
hüznün göbeğindeki acının karadeliğine
olsaydık kuşlar kadar hafif bile
özgür isek alem-i sefada
velev ki kuşlar kadar yükten gayrı
çeker miydik kase-i fağfur'dan heybemize
sema dolusu gamı
bilakis vicdan azabı yüklü bir
çehre bahşetmek varken çukurun
efsununa
dalar mıydık bu
alımlı
sahte
yosunlu
mercan güzelliklerin huzuruna?
yahut aldanır mıydık
göz kırpan yakamozlara
yoksa
medet umarak kanat çırpar mıydık
bilinmezin huzur zannına?
DÜŞLÜYORUM;
hiçliğin cazibesini,
düş kırıklığına yer olmayan diyarın
şefkatlice kapsayışını
kasıklarımı
ve
varoluşun vuslat özlemi yok oluşu sarmalıyor
son bir cinayet işleniyor kitap raflarında
bülbül
alıyor canını
gülün.