Zulmü susturacak bir çığlık atacağız. Belki içimizde kaynayan nefretin en toplumsal yerine bir yumruk atamıyoruz henüz ama zulmü susturacak bir çığlık atacağız. Neyi görmek istemiyorsan, başını neye çeviriyorsan bil ki canının tam ortasında doğrulacak. Ne donduruyorsa kanını; bir gün gelecek, damarlarında uğuldayacak.
Ne olur kaçırma bakışlarını, hakkıyla yap ne yapacaksan. Ağlayacaksan mesela, bir sele kurban gidelim o zaman; dövünecek misin, lanetler mi yağdıracaksın, bulutları emrine verelim. Ben sendenim. Eğer sessizlik seni bu kadar öfkelendiriyorsa, zulmü susturacak çığlığı, akan bir nehir gibi, sen köpürteceksin. Ben sendenim. Kötülüğe şahitlik etmiş her şeye ant olsun ki kurunun yanında yanan yaşla ateşi söndüreceksin. Ben sendenim.
Ama zulmü susturmak için kimin bağırmasını bekliyorsanız, kimin kınamasına alkış tutup helal olsunlar, methiyeler düzüyorsanız; bilin ki ben ondan değilim. O da benden değildir. Vazgeçenler ve uğruna vazgeçilenler bana ve benim inandıklarıma tabii değildir. Tekerrür. Tekerrür. Ne için ağlıyorsanız size bunu haber vermişlerdi, vakti zamanında kafanızı koparana alkış tutup, geri yerine dikeni yuhalamış bir toplulukken siz, bunu haber vermişlerdi. Siz hizaya girmek için gücün kaleminin bir çizgi çekmesini bekliyorsunuz. Bu çağ sizden, bu devir sizden, bu iktidar, bu beyaz yaka, bu geçim kaygısı sizden nasıl söküp aldı vicdanınızı? Bunu hangi tarih kitabı yazdı, siz hangi okulda okudunuz? Açlıktan ölen beka değildir. Vakti zamanında yiten canlar, kanından değildir bak. Çocukları öldüren, masumu yerlere çöktüren, din veyahut dinsizlik de değildir.Nasıl böyle kör oldunuz? Biz sizinle aynı toprağın mahsulünü yiyip, aynı kaynağın suyunu içmemiş miyiz, aynı güneşte yanmamış mıyız da siz mezarında kemiği kalmayanı, mezara yeni girenin hakkından sorumlu soruyorsunuz? "Kiri yıkayan sudur." diye boğulmaya yemin etmişiniz de var halbuki içinizde, peki siz o suya çamur bulaştırmaya nasıl yüz buldunuz? Herkesi kendi taptığı ıslah eder. Siz nasıl güçle ıslah olundunuz?