“marion, gözlerimin küçük okyanusu

nasıl ortasından dağılmış saçların

ikiye ayrılmış şiirim

kuşlar da sonradan öğrenir uçmayı

bugün en güzel gün kanatlarımı kırman için”


şimdi yalnız sen duyuyorsun sesimi

bu da sona erecek yakında

bunu bilmezden geleceğiz ikimiz

gece seni korkutur diye

adını ateşe verdiğin şehirlerde

uykularımıza kurulu iki düş kapanı var

kulağım bir kartalın tüyü

çünkü gökyüzünü dinliyorum

avuçlarımdan dökülense evrenin

odanın bana en uzak köşesinde

çarptıkça kırılıyor kalbim

evimin anahtarı sende

bunun da artık bir önemi yok

kilitli şeyleri açabilme becerimizi yitirdik