Gün olur kendimi alelade bir insan sayarım

İğne yapraklı bir ağaçtan deve kuşları yapabilirim

Yahut ben bir bakmışsınız bulutlardan bin mana çıkarmışım

Göğ tüm maviliğini aldığı sırada tam da

Nokta bir ay görüp hüzünlü bir mutluluğa düşmüşüm

Hiç sebepsiz

Bu göğü gören oda benim olsun isterim

Ben ne güzel uyurum burada, ama tüm pencereler, perdeler ardına kadar açık olacak ha

İlle de açık olacak şu yüzüme vuran güneş gölgesi

Parmağımda olmalı

Gece lambaların yanıp söndüğünü, ağaçların yelle bir camıma değişini müzik farz etmeliyim

Çetin ve mert olsun isterim eylemleri...

İnce eylemleri, bilhassa sevda üzerine olanları

Bir insana anlatılmıyor da şu iç dökmeler

Dört ayaklı, dilsiz, dinsiz bir varlığın gözlerine anlatılıyor

Sahi kim kedileri sevmez anlamam

Bazen saçmalıklar abidesi bir insan olup çıkıveririm ben

Balat’ta bir mezatta saçma eşyalar dergahındayım

Boy veriyorum

İp çekiyorum

Beni burada görene hoşnutum

Kendi sessizliğimden sesleniyorum dinleyedur

Eğil doğallığıma

İşit ve dindir gizli satırlarda kalan durmadan bağıran şu ıssızlığı

Kadife bir yaşamın eğriliğinden

Bir düzlem çıkarıyorum zor bela

Kıran kırana ve inadıysa bu

Birkaç kez emekler gibi adım

Durur ya da dikilir gurur aşk ve merhamet önüne

Eski kemeri taş köprü sanırsın

Değil o öyle işte, hınca hınç o bir hünnap

Ve ne olur dokun dallarıma