sigara gibi adam
göz torbalarında hissedilmek sanrısı
göğsünü deviren kasımpatı aykırı bir vedadır
avrupadan asyaya el altından uzanır
aslen egeli ve orada bırakmış rengini
aitsiz bir yağmurdur çocuk ustalığıyla
keser bileklerini
i.
acıdan kaytarıyorum
sersefillik ediyorum levent kaldırımlarında
süratli bir tuval neon renklere bakıyor
boydan camlar cepten sevdalar karmaşıyor
metro çıkışları bekletilen her şeyle ilgili
ya da omursuz çengelliyi çeksin çıkarsın biri
yarın güzel mesela
olur olmadık işlere gebe
sen söylersen çarmıhlanır dualar okur tanrı
sen söylersen ben gitmem
sen söylersin durulur gecekondu kahrolur beyoğlu
yarıladığım kahır karışır kahrına
birbirimize kadar mutsuz oluruz
alınır ellerim yasaklanır ayık olmak
nereye kosak karnında çakılır yüklem
bütün özlemler vurgun ya da öznolmak
seni seven neler ummaz ildem
bir parsın avcunda aranır uçsuz nikap
şah damarıma mukavvadan demirlik
taşkın ve ayıp bir arzudur olmak ister
sevme günü armağanım pikap ussuz çalar
ben zengin yazmak isterim
boş bir evde kağıthane’de
istanbul artık bir kapıdır yanından geçilir
istanbul artık en az bir şair kaybetmiştir
-her şiirde bir istanbul bulunur
bu şiirde istanbul yok
bakacaksın-
ii.
kopenhag’a varacağım akşam
döneceğim günü beklemelisiniz
ildem sen
“tek bir haber bile çıkmasa uzaklardan
saçma da olsa bekleyişin
yalnız sen olsan bile bekleyen beni”
bekle beni geleceğim