"kaçtığım şehirlerimden
varıp barınamadığım şehrin kıyılarına
selam olsun!"
...
gitmek de gittiği yer de gidenin yükü
bi' bavula sıkıştırılmış yüzinelerce soru
sahi nereden, niçin, nereye kaçtım ki ben?
çıplak topuklarımla her ıslığında koşup
eşiğinde yığıldığım şehrin kapısı
defalarca çarpılmadı mı yüzüme?
...
yüzünü işgal etmek değildi niyetim
çağırırken kaburgandaki yarayı gösterdin
içini içimle örtmek için direndim
ne bu bi' savaştı ne de sen ganimet
adını yurdum belleyip de geldim
kandığımı yüzüme karaladın da öğrendim
...
"şimdi yeni bi' alfabeye inanmak için
ne senin sesin ne de benim yüzüm yeter."