işte beklediğimiz o sabahlardan
işte o ellerden -çaylak ve yosunlu-
işte güneşin doğduğu o çadırlardan
sana, koşar adımlarla kavuşmak
ölümün, boynumda duruşu gibi olacak elbet.
//
çatlıyor alnımda onca kısrak
doğurmaktan, bereketten çatlıyorlar.
ele geçiren beni, o binbir hisler
memelerinden başlıyor; duru saçlarından.
fakat ne şehvet ne ısırmak gayreti
dupduru sevgime erişemiyor.
zaman -ta oradan başlıyor sabahları yemeye
senin göbeğinden, boynundan, ayaklarından.
insanlara tırmanıyorsa öfkem
beni susturuyorsa ketumluğum
sırf seni, bana bakarken düşlemekten.
//
bakışlarım gün ışığı gibi delip geçiyor eşyayı.
senden başka herkese dövüşe gider gibi yürüyorum.
//
bir kucakla beni
ister şefkatle olsun
istersen öldürmek gayesiyle
bir kez tenini
yüreğime yakın hissedeyim
birbirimize çarparken iki aydınlık güneş gibi
bütün bir evren sönüşümüzü izlesin
//
daha neler anlatmak istiyorum
kayaların renklerini
gördüğüm onca çiçeği
adını bilmediğim kuşları
ve onları yakalayan adamlarla dövüşlerimi.
sana anlatmaya layık bir şey yaşasam
gülümsediğin bir kuş olsam
bir sabah uyandığında aklında
düne dair hatırladığın bir ayrıntı olsam.
,
2024-12-15T23:39:15+03:00Değilmiş