Kimsenin nefesimi hissetmediği anlardayım. Saat çok erken ama ben çok geç kalmışım... Yaşadığım hayata,çocukluğuma, saflığıma ve en çok şu ânıma… Geç kalmışım...

Bir yer isterdim hayatımda, tek bir yer, beni içimdeki bu acımasız ızdıraplarımdan kurtacak bir yer. Ölümüme yaklaştığımda "Vay be! Benim huzur bulduğum bir yer varmış." demek isterdim, çünkü ben bu dünyada hiç huzur bulamadım. Boğazımdaki yumruyu yutabilmek isterdim. O her gece göğsüme bastıran karanlığı hiç etmek isterdim. Vücuduma dokunulmamış olsun isterdim, o iğrenç eller bana hiç değmemiş olsun. Çocukluğum kabuslarla geçmesin isterdim. Çiçek ve kitap dolu odam, kahkaha ve güven dolu dostluklarım olsun isterdim. Hayallerime doğru ilerlerken arkamda durduğunu hissettiğim ailem, aşağılamak yerine elimden tutan annemi isterdim. Ağlama krizlerimde beni göğsüne bastıran babam olsun isterdim. Sevdiğim adamdan tokat yemek istemezdim ama yanağıma bir öpücük isterdim. Dünyaya ait olduğumu hissetmek isterdim. Kafamın içinde olan ve sürekli kendimi öldürmemi söyleyen sesi istemezdim ama "seninle gurur duyuyorum!" diyen bir içses isterdim. Rüzgarın saçlarımı okşamasını isterdim. Yüzüme yağan yağmurdan dolayı gözlerimi açamadığım anları isterdim. Su birikintisinde zıplamayı, evi dağıttığımda korkmamayı isterdim. Yastığıma başımı koyduğumda mutlu olmayı çok isterdim. Neyse, çok şey istermişim, gerçek olmayacak çok şey. Hiçbirini yapamadığım için vücudumda beni bile yakan bir öfke var ve bunu bastıramıyorum. Her şey gittikçe anlamsızlaşıp soluyor. Soldukça karanlık beni hapsediyor ve bu artık hoşuma gidiyor...