Mavi bir hışım suçlanmış terbiyesizlikle uzamış dillerde.

Güç hevesi her kelimeyi alıkoymuş ve iradeye bir nokta koydurmuşsa eğer;

mavi bir hışım geniş bir anda bulunduğu satıra bir ağaç iliştirir.

İnzivaya çekilse de yürek dikkat çekmeye meyilli.

İbraz edilmiş her kelime uğultusu dualar içinde hüküm giydiği söylense ise,unutulmuş bir ana sadece bir ibrettir.

Kinaye derler, neye dediklerini iyice kirleterek ve cam kavanozun içinde bir bal, bir buçuk iki kilo yağ ve sinirden oluşan ; tüh derdirtecek uçkurunu uçurtma gibi uçurana.


Her sorunun cevabı yine hadi diyecek. İçinden sessizce;

'HER KELİME YERİNİ BULMAZ'!

derlerdi eskiden şimdi ise laflar sadece yerini bulmuyor.

Sevgi içinde dolanan hangi mazbut bir alın yazısına yazılmış, ya da hangi oğula,

bütün yücelikleri ile sizden istenileni size verebilecek en tez zamandaki kimsesizliklerini gizleyecek bir dik duruşta.

Hangisi göster bana medet umulmaz, güce tapınılmaz diyen! Haykır ki suratıma bilebileyim varmış hala geçmişe kirli dil uzatacak yürek.

Ya da fısılda ki duymasınlar anlam arayan her varlığa, cevap arıyorum ben diyen kendini kandıran kaygısız.

Tutumu en ufak tutuşmuş bir kaygıya sulandıranlar;

Dokunuşların üstünde bir sır vereceğim desem alkışlarısınız beni lakin bu sır bir istifham.

Toprağı hızlı kazın yazılanlar bir an önce gömülmeli bu cenaze çünkü saklı kalmış ne varsa bu bedende.