çünkü güneşler dokunur,
kimsesiz yüzlerimize
alır götürür mevsimler
o sevdiğimiz
çiçekleri,
yemişleri.
harfler;
her zaman birer cümle,
birer anlam olsalar ya.
olmuyor bazen bir esmerlik
koskoca bir kenti dolduran,
taşıran öfkemizi.
alır
alır
götürür
deniz
uzaktaki kıyılara rüzgarları.
giderler bulutlar,
sayabildiğim güzelim bulutlar.
ağır
ağır
çöker
üstümüze
iğde ağaçları
ve
kılıncını çekmiş sevdalar;
dolar üstümüze nefes gibi.
bir zamandır o hüzün:
gelir
gider
-göçerler-
gibi.
uzakta ışıklar yanar söner
ocaklar gelir aklımıza
ne pişer bakır tencerede;
-et mi,
dert mi?-
tuzlu su
ve taş
kaynar durur tencerede
ve herkes bilir ki:
YENİLİR
-KAHPECE-
VURULMAK
imece sofrasında.
gözlerimiz,
bir ayrılığı izler durur bin yıldır.
ağlamak çözüm değil;
gülmek mümkün değil.
bin yıldır
yaban otlar gibi yaşamak,
susuz ve kupkuru;
yaşama direnerek
sırtı güneşe dönük.
bin yıldır
çılgınca yaşamak.
bugün
bir
yağmur
benim
omuzlarımdan
başladı
yağ-ma-ğa;
ve potinlerim
ve miltanım içinde
göğsümü sırılsıklam etti.
hiç rüzgar yoktu
buluttan düştüğü gibi geldi toprağıma.
o yağmur tanelerini biriktirsem
bir nehir yapsam omuzlarımda
kuşlar içse
omuzlarımda dinlense
yorgun göçebeler
gelip geçen yolcular.
Melis Yüksel
2022-08-16T02:42:46+03:00Ben şiirde bu tarzı seviyorum, daha canlı kılıyor, tebrik ederim👏🏻
Sinyora Senyorita
2022-08-15T22:49:33+03:00Hem çok tanıdık hem çok yabancı bir tarz. Tarzın aykırılığı yanında konu da bir o kadar sert ve vurgulu. İlgi çekici. Emeğinize sağlık.