iyi ki doğdun. hatalar yaptın, kocaman hatalar. nasıl çıkacaksın içinden bilemediğin, bir de kimseye, "ee, şimdi ne yapacağım?" diyemeyeceğin hatalar. ağzını açıp zorlanıyorum demedin hiç. paylaşmayı bilmezsin ki. dardayım, yardım lazım da diyemezsin. hele ki "ben de buradayım!" lafını hiç duymadım ağzından. koca kız oldun, kendi duyguların hakkında nasıl konuşulur, hala bilmiyorsun. yok oldun, hiç oldun, kimse oldun, ikinci ihtimal oldun ama iyi ki doğdun. kahkaha atmayı unuttun, ağlamayı unuttun. nasıl sohbet ediliyordu, yataktan nasıl çıkılıyordu unuttun. ne, nasıl yapılır, ne gerek var, unuttun. bazen kimi seviyordun, niye seviyordun unuttun, hissetmeyi unuttun. sınırlar nerde, kim koydu, e biz birilerinin bize sormadan çizdiği sınırları neden ihlal edemiyoruz, unuttun. kimsin? unuttun. ama olsun iyi ki doğdun. ayağının altına bir sakız yapıştı günlerce onunla yürüdün, odanda kıyafetler üst üste minik tepeler oluşturmaya devam etti, üstlerinden geçip gittin. aynadaki el izi hep suratının ortasına denk geldi, tırnakların teker teker kırıldı, bacakların nasıl olduğunu bilmediğin morlukları taşımaktan yoruldu. kendine dik dur ikazları verip yine kambur oldun. ya çok yedin ya hiç yemedin, bazen hiç hareket etmedin. yine de iyi ki doğdun. suçlamıyorum aslında seni. inanmadığın değerine rağmen zaman zaman var olmak istedin ama herkesi duyanlar seni hiç duymadı. gülmek istedin komik hiçbir şey bulamadın. sandın ki hiçbir şey beklemezsen sevilebilirdin ancak. olduğun gibi olsan sıkılır gibi geldi insanlar. hep herkesi birden memnun edebilecek alanlar aradın mümkünmüş gibi. huzur, sükunet, barış dolu, kaossuz her yerde bulunmaya çalıştın. sevdiğin herkese sarıp sarmalayabileceğin, her koşulda orda olmalarına izin vereceğin kocaman kanatlar açtın. tabi bunlara rağmen kibirlisin, ketumsun, bağırarak konuşuyorsun, suratsızsın, eleştirelsin, fikrin yok, kararsızsın, ellerin titriyor, e susman da lazım ama işte iyi ki doğdun. bunca şeye rağmen öyle seviyorum ki sen olmayı. herkesin durduğu yerde durmamayı, herkesin baktığı gibi bakmamayı. ne olursa olsun kalanın hep sevgi dolu kalbin olmasını, sevginin kurtaracağı yarınlara olan inancını. hem barındırdığın küçük kızı hem yeni tanıştığım genç kadını. çok seviyorum yaptığımız hataları, insanlara göre boşa ağladığımız tüm kalp kırıklıklarını. yüksek sesle attığın kahkahalara bayılıyorum, özlüyorum da bazen onları. kafanda hiç susmayan şarkıları, durduramadığın düşüncelerini, gülen gözlere bakmaya olan aşkını, dillendirmediğin tüm hayallerini, seninle birlikte sevdiğim herkese sarılmayı, saçma sapan olmayı, kızmayı, kabarmayan keklerini, tuzsuz yemeklerini, seninle büyümeyi, dolan gözlerini, yürürken tökezlediğin yollarını, vazgeçmediğin doğrularını, yersiz hareketlerini, bugün öfkeni yarın leyla halini bir de durmaksızın titreyen ellerini... iyi ki doğdum, iyi ki ben oldum.