Her gün yeni bir hisle geliyorum sana biliyorum ama bu seferki çok daha seveceğin bir şey: Büyülü hisseddiyorum.Hayatın sihirli olmadığını söyleyenler olmuştu daha önce.Onlara hiç inanmıyorum.Kalbimden taşan yıldızları nasıl açıklayacaklar bana?Peki ya etrafımda dolaşan ateş böceklerine ne demeli?
Uzun süredir her gözümü kapattığımda bir deniz kenarında bulurdum kendimi.Sıcacık kum tanelerine dokunurdu ayaklarım.Her zaman bir şekerci geçerdi gözümün önünden.Etrafımda dolaşan insanlar bir silüetten farksızdı.Bense sadece dalgaların sesini duyardım.Bugün ilk defa deniz kenarında değildim,gökyüzündeydim.Bir peri kızıydım.Yıldızların arasında süzülen bir peri kızı.Elimdeki sihirli değneğimle yıldızlara dokunuyordum.Her dokunduğumda ruhuma bir ışık daha sızıyordu sanki.Ah dokunmak ne büyülü şey... İçimi en az dalgalar kadar huzurla kaplayan bir yer daha bulmuştum kendime. Yani buldum. Sanırım tam olarak hisse kapılarak yazınca biraz öyküye çevirdim olayı. Ama hiçbir önemi yok sen beni dinlemek için buradasın,bense sana içimi dökmek için değil mi?