Bu o kadar zor bir sorudur ki... Hayatımız boyunca iyilik sandığımız her şeyin arkasından ne kadar derin sorunların geldiğini gördükçe ne iyilik ister ne de iyilik yapar olduk. Ancak dünkü yazımızda içinden çıkamadığımız mutsuzluk kısır döngüsünden kurtulmak için daha derinlerdeki insanlara bakmamız gerektiğinden bahsettik. Ancak bu nasıl bizleri mutsuzluktan kurtarabilir ki? Sonuçta küçük bir rahatlama ve belki de biraz da üstten bakmadan başka ne katabilir?
Bu yüzden bizlerin iyiliği ne olduğunu anlamamız gerekecek. İyilik hiçbir şekilde acının olmadığını bir yer olmalı.
Bunun resmedilmesi imkansız gibi. Çünkü başlayan bir iyi hissiyat hemen acıyı ortaya çıkarır. Acı şudur bu iyi hissiyat bitecek. Bu belki de dünyadaki en büyük acıdır. Güzel şeyin sonu olacak.
Diğer acılar sanki üzerimize düşen yağmur damlaları gibidir kaçamaz ve ıslanırsın ancak güzel hislerin içinde ortaya çıkacak bu acı tüm iyi hissi bıçak gibi keser. Bu yüzden ölümden bahsetmeyiz ancak onun düşüncesi insanı bir şekilde yine yakalar.
Öyleyse bizlerin iyi olan bir şeyi elde etmesi bu dünyada imkansızdır.
Devam edeceğim... .