Hani ''iyilik yap, denize at'' derler ya... Ben de öyle yaptım. Yaptığım iyilikleri denize atmak yerine denize anlattım. Tabii sonraları anladım, deniz de sağırlaşmış biraz... Biraz biraz insanlar da sağırmış. Anlayışla karşıladım. Bu sefer, yaptığım iyilikleri gösterdim ona. Yok, anlamadı, yine anlamadı... Deniz de körleşmiş. Biraz biraz insanlar da körmüş. Sonra oltamı aldım, balık tutmaya gittim. Bir tane balık ağıma takılmadı. Nankörlük yapmaya niyetliydi deniz. Oltamı bıraktım, tam gidiyordum; oltam, hareket etmeye başladı. Kocaman bir köpek balığı. Şaşırdım. Meğer bütün anlattıklarımı bir tek o anlamış. İşte, bazen anlatmak istediklerimizi büyük sanıp peşinden gidiyoruz. Halbuki koca bir denizden küçücük bir balık çıkıp sizi anlayabilir. ''İyilik yap, denize at'' diye boşuna dememişler. Teşekkür ederim köpek balığı.