Maddeler arasında terk edilmiş bir beden,

Kanunlar ve çatık kaşlar, şehrin her yerinde ölüm var.

Masada boşluk ve ağrı gibi iki denk kavram da var.

Çivisi çıksın, çıksın da batsın bu dünya.

Kutuplardan erisin de boğulsun.


Dedikodu gıybet kazanı,

-Ler eki almış özne ve yüklem pazarı.

Müşterek kaybetme hislerinin koordinatı,

İnsanların mezarları,

İkameti kalbimde.

Ekvatorun ortasında,

Afrika kıtasında.


Gariptir bu garip ve de çok garip,

Fatura sıralarında, banka ve bir kafede gezip gezip,

Keşfi seyre dalmış gizli özneler,

Kalabalık ve çokluğun varlığı,

Anımsatıyor oksitlenmiş demir yığınlarını,

Sözler sarf ediyorlar.

Her bir kelimeleri tetonoz ediyor beni.


Tepeden inme başarı hikayeleri,

Kulaktan dolma önemli fikirleri,

Nüfusu kalabalık nasihat erleri,

Bol ışıklı gözüken caddelerinin türevi sıfır,


Mürekkep içmiş tonlarca balık gibiyiz okyanusta,

Kılçıklar arasında gizli mezarlar ve üç noktalar var.

Her bir noktasında yeşile oruç trafik ışıkları,

Üç saniyelik hafızalara yazılıyor iyi niyetler,

İyi niyetlerin yollarına döşenmiş cehennemler,

Tanıyoruz bizi yakanları ve yanan ateşleri,


Teleskop altında önemsiz zerreleriz.

Kırıp dökmeden kazanamayan biziz.

Yaratılan devirler içinde hangi kaybetme devriyiz?

İzafi olsak kaç saniyelik yaşama tekabül ederiz?


Yaşamadan gitmek de var keyfe keder!

Her yol mübah diyen kazansa ne fark eder?

Çıkar örtülü doğamız bu kabul ama,

Sebebsiz kötü olmak için gösterilebilir mi bi neden?


Zaman öldürmek ah öldürmek üstüne kurulu hayatlar,

Yaşatmaktan ziyade öldürmeye yakın yaşamlar,

Etiketi anonim zevkler ve fiyatlar!

Hırsızlıktan türedi günahlar.

Birilerinden bir şey çalıyor ve çalınıyor,

Ben dahil tüm öznelerden ısrarla.