Gün doğduğunda; güneş tepede, her gün varlığını sürdüren ve var olduğunu bildiğin sıcaklıkla parlarken sabahları, öperek uyanmaktır belki aşk Jack. Tinsellikten uzak ama pek uzak olmayan bir sıcaklığın içinde birisine olan sevginin kemiklerine kadar hissettiğinde var olmak daha hafif anlatabiliyor muyum.


Birisin ve o birisi, gamzeli kadınım; bazen sessizce yemek yerken bazen benim üşengeç götümü tekmeleyecek enerji ile sabahın köründe hadi kalk kedi sahiplenelim dediğinde, sadece gülümseyip evet demek kalıyor bana Jack...


Üstünde kıyafeti ve o güzelim gülüşü ile her şeyi yapacak ve korkusuz olmanın verdiği hisle sevgi seni daha iyi bir insan yapıyor anlıyorsun dimi. Tut elimi ve cehennemin kapılarını aralayalım, korkma, ağaçlar hala çiçek açıyor, uçan kuşların şarkıları tepede bulutlara eşlik ediyor. Korkma, cennetimizi kırların içinde bir kulübe diker gibi inşa etmeme yardım et ve sen, içinde hiç olmayan bir cesaretle atılıyorsun Jack. Kendinde var olduğunu bilmediğin bir şey alev alıyor.


Eve dönerken, yolda adımlarımız hızlanırken, kucağımızda battaniye sarılı bir kedi sahiplendik. İsmi sanı bilinmeyen ve bir çuvala sokularak sokağa atılan tatlı bir şey. Her şeye rağmen güzelliği ve merakını dindirmeyen bir canlılıkla otobüsün camından dışarı izledi Jack. İnana biliyor musun seni alıp karanlığa hapsedip fırlattıklarını, öfkeni ve hayatın boyunca peşinden takip edeceği korkuyu, yıkılmış güveni ve kocaman soruları. Ama bazen kedi olmak gerek bu hayatta, geçmişi meraklı gözlerde, kayan şehirlerin ardına bırakıp heyecanla geleceğe sarılmak gerek, kim bilir.


Ah Jack, o meleğimin ellerinde tırnakları ve dişleriyle oynaşan kediyle izlemen gerek. Ne kadar muhteşem olduğunu bir görmek gerek bebeğimin. Bazı anlar insanın gözlerini mutluluk ve kutsanmış bir iz bırakır ya gözyaşları, işte öyle bir andı Jack. Öyle bir muhteşem anların silsilesi onun gamzeli gülüşünde var oluyor.


Serin havada oturmuş iki mamut olduk akşam, yanımızda uyuklayan başka biri daha, sarılmış battaniye, gözleri kapalı kerata. Biz konuştuk, biraz geçmiş biraz da aşk hakkında.

Gecelerimizi seviyorum Jack, ona hatıramda yürüyüşe çıkarmayı seviyorum. Ne diyebilirim ki Jack, onun gözlerinde kendimi buldum.


Kediden önce bebeğim uyudu, her zerresini öpmek istedim. Işık söndü kediyi uyuttum. Göğsünden hırıltılar yükseldi ve sustu. Gözler kapanmış ve ben yarattığımız şeyin güzelliği içinde sırıtıyorum karanlıkta Jack. Şimdi yanımda uyuyan bir melek ve ben mutluyum. Daha fazla şeyler söylemek belki kirletir tüm anıları.


Şimdi sigara içip izleyeceğim güzel olanı; tatlı uykular mamutum.