-Ölümsüz Martin Edenler-

"Bir kadının yüzüne bakıp sarhoş olacağımı hiç sanmazdım."

Selam Martin Edenler! İşte sizin yaşam öykünüz. Sığsınız, eğitimsiz ve cebi deliksiniz. Sonra bir kadın tanıdınız, o kadınla birlikte sınıf atlamak için insanüstü çaba gösterdiniz. Kadın kendi içine tuttuğunuz ışığınız oldu. Işık size dedi ki:
"Buralara nereden geldiğimi biliyorum, gidecek daha çok yolumun olduğunu da biliyorum ve gerekirse dizlerimin üstünde sürünerek de olsa oraya gideceğim."

Okumanın hazzına daldın. Bir denizciydin. Okyanusun Poseidoun'u olmuştun. İçine girdiğin çevre köpükten ibaretti. Kibir tuzundan oluşmuş bir köpük. Okyanus sandığın dünya yabanıldı ve sığlığında boğuldun.

"Senin de fikirlerin, tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş," dedin.

Ama sana, "Seni kitap okuyan insanlarla tanıştıracağım. Hayat, ancak böyle insanlarla bir araya geliyorsan yaşanmaya değer." teklifiyle gelinmişti.

Güle güle Martin Edenler...

Kitap bir kahramanın karakter oluşum sürecini de anlattığı için "bildungsroman" türüne de girecek. Jack London'ın hayatından izler taşıdığı için de otobiyografik özellikler taşıyor.

İçimizdeki nice Martin Edenlere, sizler ölümsüzsünüz!