"İnlemelerini artık işitmediğimiz, haklardan yoksun, istismar edilen kaç hayvan var?"


"Hayvan ya da böcek, ağaç ya da bitki, bu canlıların doğanın onları yarattığı şekilde yaşamaya hakkı vardır."


"İnsan türü, hayatta kalmak istiyorsa, uyguladığı şiddeti ve doğal kaynakları tüketme biçimini dizginlemek zorunda; yoksa kendi sonunu getirecek. Önünde sadece iki yol var: hukuk ve eğitim. Açıkçası bugün ikisi de oldukça ihmal ediliyor."


"Bir hayvan, bu canlı varlığın acı duymadığı ya da hiç acı çekmediği bahanesiyle, sebepsiz yere yaralanamaz, sakat bırakılamaz ya da ona fiziksel bütünlüğünü bozacak şekilde kötü davranılamaz. O hayvana bir yaşam biçimi bahşedilmiştir, genellikle bizimkinden çok farklı olması bu yaşam biçiminin daha az saygıyı hak ettiğini göstermez. Hayvanların acı çekmediği zannıyla kimse eğlence olsun diye bir çekirgenin ya da sineğin kanatlarını, bacaklarını koparamaz veyahut bir solucanı parçalara ayıramaz. Bu hayvanlar bedenlerinin anatomik bütünlüğü ve organlarının fizyolojik tamlığı içinde hayatlarını sürdürme hakkına sahiptir."


"İnsanın doğaya ve hayvanlara saygısını insanların birbirlerine duydukları saygıdan ayrılmayacağını göz önünde bulundurmak hukukta çok büyük bir ilerleme olacaktır 21. Yüzyılda insanlık için yeni bir ortak dilden bahsetmek çok mu ütopik?"


"Daima en güçlü en büyük en istilacı ve en zeki canlının en uzun süre hayatta kalacak canlı olmadığını da biliyoruz."


"Günümüzde, gitgide daha da yoğunlaşan kentsel alanlarda yaşıyoruz ve bizimle birlikte yaşayan hayvanların hayatı da büyük alanlarda yaşayanlara göre çok daha zor, onlara karşı iki kat daha fazla koruyucu ve saygılı olmalıyız. Konuşmayan bu canlıları korumak önemli; insanoğlu tehlikelidir ve bazen hayvanlardan bile daha vahşidir.

Onların en iyi arkadaşı olarak kalmak istiyorsak, hayvan haklarını savunma konusunda da aşama kaydetmeliyiz."