I. (Bu Gazel Mecnûn Dilindendir)

Titriyor gülün ateşi, 

Dumansız, eski ölüler gibi 

Apaydın bir körlük bak yalnız ruhumu harlar 

Yetim doğmuş sanki gözümün bir bebeği, 

Bir aynaya ağlar, parlar koca yangınlar 

Varınca Ay yalnız göğsümün tepesine,

Ölür ölmez tan

Çıkar dolanmaya o yârin ruhu mezarından 

Duyulur bir sükûn ile dolar kabristan

Elimle sürdüğüm toprağın bir başına raksından

Bağırır hicrân çıkasıya ciğeri 

Bağırır çıkasıya tahtasından gülistan


Öyleyse ör yâ ankebut, aşkım dedikleri nağmeyi, üşümesin; 

Ör yâ ankebut gözlerimi ağlar görmesin! 

Ölsün ya geceyle gündüz, sensiz dönmek bilmesin

Sönsün şu ay, ya şu yıldız gözlerine benzemesin

Kanasın arş ile ferş ben gibi teni devrân eylemesin 

Ben beklerim bir meleği, bekler bir melek ki beni; 

Nikâhımı ya azrâîl etsin yâhut versin cânânıma cânı geri!


Değilse, 

Men rabbüke;

Kanımda akan, şu seher gözlü yârdır,

Ve ma dînüke;

Ruhuma bir kundak, tenime beşik şu çürüyen dehândır