Soyunana kadar bekleyemez saat,

Ansızın bir rüzgar; hırsız gibi dolar odaya, çalar!

Yukarılardan bir emir midir, kulağıma yoksa bir şeytan

Cürrete dair öter guguğum fakat, seni öpmeye gerek akşâm

 

           Bir süzer aynadır; karşımda gördüğüm, kemik kemik eller

           Şu aşkı boğazlamaya daha kaç secde edilecek

           Duyuyorum, boynuna ilmek diye pamuk ipliğidir sevişmemiz

           Ki yüreğimiz, pamukla bağlı zaten yaşamaya, seni öpmeye kuvvet gerek

 

Bağdat’ta bir cevelân fısıldıyor kurduğum bütün zırhlara

Üstünü örttüğüm bütün denizlerde bir serin ıslık

Ben toprağa bakıyorum toprak bana; yârdan gelir gibi beşerî

Yâra gidiyorum; adımlarım bir vezinle seni okuyor; öpmeye seni kazma ile kürek