Perdeyi her araladığımda karanlığın gözlerimin içine dolduğunu hissediyorum

Tenimin altına siniyor cesaretim

Gençliğimin körpe etiyle besliyorum yüzlerce yıllık buruşuk yaşlı ve bana miras kalan ihtirasları

Zift karası sütü ile besliyor gece, tüm çocukları gibi beni de

Ruhum bir serçenin kanat çırpışı kadar ani ürperiyor 

Kaynayan suyun dumanı gibi bir an var olup, sonra kendimi sonsuz boşluğun içine bırakıyorum

Hep ile hiç arasında bir yerde 

Yakındığım şeylerin hepsini tekrar seçiyorum.