Kaç bekleyiş gördü bu pencere bu ahir ömründe?

Kaç ah işitme.

Kaç küsme, kaç darılma...

Kaç incinmeyle ağrıdı yüreği ve kaç barışma gördü?

Kaç kere oturuldu o asmanın altında.

“Beyza bi' çay koy hele kızım” dedi mi babalar eve yorgun geldiğinde?

“Hanife’nin oğlan askerden dönüyormuş, bir kutu bisküvi al da gidiverelim Muzaffer” diye kaç kere dedi evin hanımı? 

Soğuk odalarda tüm derslerin içinde olduğu o kırmızı kitaba umut bağladı mı evin büyük kızı?

Ya da asıl umudu olan şeyleri kaldırıp da rafa için için sustu mu? 

Kaç kere yaşandı bu ev?

Bu evde kaç kere sevildi?

Bu evde kaç kere direnildi?

Kaç umut kırıldı ve kaç kere dirildi?

Ve yolun sonunda bu evde kaç kez ölündü?