Kaç bekleyiş gördü bu pencere bu ahir ömründe?
Kaç ah işitme.
Kaç küsme, kaç darılma...
Kaç incinmeyle ağrıdı yüreği ve kaç barışma gördü?
Kaç kere oturuldu o asmanın altında.
“Beyza bi' çay koy hele kızım” dedi mi babalar eve yorgun geldiğinde?
“Hanife’nin oğlan askerden dönüyormuş, bir kutu bisküvi al da gidiverelim Muzaffer” diye kaç kere dedi evin hanımı?
Soğuk odalarda tüm derslerin içinde olduğu o kırmızı kitaba umut bağladı mı evin büyük kızı?
Ya da asıl umudu olan şeyleri kaldırıp da rafa için için sustu mu?
Kaç kere yaşandı bu ev?
Bu evde kaç kere sevildi?
Bu evde kaç kere direnildi?
Kaç umut kırıldı ve kaç kere dirildi?
Ve yolun sonunda bu evde kaç kez ölündü?
Muhammed Dalpalta
2021-01-12T06:02:17+03:00Sorduğunuz sorularla insanı acı gerçeğin karşısına sürüklemişsiniz. Bu bakımdan gayet iyi bana göre. Ben de beğendim. Kaleminize sağlık.
Ayşe Şahin
2021-01-10T23:54:34+03:00Çok teşekkürler arkadaşlar 🌱☺️
Emel Eroğlu 🌜
2021-01-10T22:14:27+03:00Yazının fotoğraf ile uyumuna diyecek yok. Hikayesi çok güzel. Ancak hikayenin güzelliği kadar uzunluğu da olmalıydı. Ellerinize sağlık. :)
Yasemin Çargıt
2021-01-10T21:55:40+03:00Metnin tamamında sorular mevcut, aslında bu sorular bize pencere hakkında ip uçları veriyor. Ardında ne yaşandı vesaire. Ama sanırım ben o sorulardan sonra cevabını biliyor olsam da tanıdık ifadeler görmek istedim. Kaleminize sağlık. :)