Gidiyor bir kadın umutsuzca kaç adım kadı sonsuzluğa, kaç gülüş kaldı yüreğinde. Sığdıramadı onu kimse hiç bir yere, o ise avuç kadar yüreğine tüm gülüşleri sığdırmıştı.
Kuş gibi çırpınan kalbinde çocuksu bir hevesle, hareli gözlerinin parlaklığında lavanta kokusuyla ısıtır insanın içini.
Hak etmemişti sonsuzluk adımlarını kalmalıydı. Belki de dokunmak acıtmamalıydı onu.