Kendimden kaçtıkça sana yaklaşacağımı

hissettirdi güzelliğin. Çarem olmadı.

Kendi şiirime indim evvel sonrasında.

İndim mısraların basamaklarından.

Güzellik insanı korkutur mu?

Deme sakın! Tüm düzenimi sana yaklaşmak için yıktım. Sanki tüm düzenim sendin ve senin bir adım geri gitmen bile bu düzensizliği alt üst ederdi.

Biraz gürültüyüm. Boş gürültüleri, hayatıma almak istediğimden değil de herkesi duymak istediğimden.

Böyle böyle barışıyorum kendimle.

Daha iyi olacağım yakında.

Fakat hâlâ boşluklar da boşluk hissi veriyor, ürpertiyor rüzgarlar.

Kendimi toparlamak istiyordum aslında.

En azından buna inanmak, inandırılmak istediğim.

Silmek değilmiş, üstünü karalamakmış, nereden bileyim.

Seni de bunaltmak istemiyorum aslında ama sokaktan geçen kedilerin bile renklerini aklıma kazıyorum sana anlatacakmışım gibi. İki kadeh doldurup balkona çıkmak istiyorum artık.

Turuncu sokak lambalarını seyretmek,

bir iki türkü mırıldanmak eskisi gibi.

Seni de çok özledim ama konumuz bu olmasın hiç.