Nefret dolu bakışlar üstümde, etrafımda bir avuç insan bana nefretle bakıyor. Yoruluyorum, her geçen dakika daha zor geliyor artık. Ne yapmış olabilirim, bunca insanın benden nefret etmesi normal mi? Her geçen gün yalnızlaşıyorum, tutacak bir el bile kalmadı artık, sadece nefret ile bakan gözler ağır geliyor. Bu yükü kaldıracağımı düşünmüyorum galiba, yaşamak zor geliyor. İşte orada merdivenler ve on katlı bir bina… Yeterince yüksek galiba, peki ya ardımda kalanlar? İşte olan da bu ya, ardımda kalan kimse yok, yalnız geldiğim gibi gideceğim. Merdivenler insanı yoruyor aslında, üçüncü kattan sonra vazgeçmek geçiyor insanın aklından. İnişi kolay diye vazgeçemiyor insan. İşte dördüncü kat, birkaç adam içki içmekten öylece sızmışlar merdivenlerde ve geldik beşinci kata… Sevgilisi onu aldattı diye sevgilisini bıçaklamamak isteyen adam ve altıncı kattayız. Meraklı teyze beşinci kattaki adamı izliyor, yedinci kata gelince dinlenme ihtiyacı duydum ve bir öğrenci sınavlardan dolayı bileğini kesmiş, babası ağlıyor. Bu arada babası öğretmen. Sekizinci katta ise dümdüz bir koridor ve baştan sona koridoru turlayan adam, apartmanın sahibi… Galiba kiracıları kirasını ödememiş ve geldik dokuzuncu kata. Elinde açlıktan ölmüş bebeği ile feryat figan ağlayan bir anne... Kalbim acı çekiyordu, onuncu kata çıkmak icin acele ettim çünkü artık zor geliyor yaşamak, pencereyi açtım ve son bir kez arkama baktım, güle güle dostlarım...