sen, farkına varabilir misin,

mavi ve sonsuz

göğün güzelliğini,

gözlerin ağır kara keder perdesiyle örtülüyken.


kuşlar uçar, bulutlar göçer,

güneş ve ay sektirmeden mesaiye başlarken.


ya sen?

sen ki bizden bir parçasın,

ya elimiz, ya gözümüz, ya da isyanın titrettiği dudağımızsın.

sanma sakın,

göğün farkına biz vardık.


kaderin kara yazgımıza dönerken

bize katıldın.


insandan putlara taparken, bakmadık göğe,

tapındık.

ibrahim gelmez bir daha, bekleme,

bilmeliyiz ki,

aynadaki o kişi

ibrahim olacaktır.