kıştan bahara geçerken bu kent
herkes yavaşça ilerlerken
sokakta bir şarkı çalar
ben ve benim gibiler
çoğul yalnızlıklar
yalan söyler
bir tek kendini düşler
uyandım, kendimi düşledim
arsızca devindim yatağımda
yalnızlığa alet edindiğim dostumun
hem de ta en can dostumun
mutlu gülüşünü, sohbetime kenetlenişini
güzel belini
ben bencilce duygulardan arındım bugün
bilgelikle yoğrulmak için cahildim
bir dağın kuytusunda prometheus oldum
karaciğerimi kuşlar yerken durmadan
sevdim, sevmeyi öğrendim
ben bugün yalnızlık içinde ama seninle
güldüm, şarkıları ben söyledim bu kez
ve tüm zamanları karşıladım
geçmişte seni
bugünde hatta gelecekte seni
ve tüm zamanlarda yettin bana
hafif esen rüzgar gibi
tedirgin, mahcup
bir yolu gözler gibi geldin
tüm zamanlardan, tüm zamanlara
bekledim beklediğimi unuttum
sesin geldi şarkıları unuttum
eksilmedik, seninle
ilkbaharda tomurcuk gibi
gölgesine sığındığımız ağaç kadar
esen rüzgarla bereketlendik
ve ben senden ayrı düşünemedim
ne kendimi ne çiçeklerimizi
şimdi bana seni sorsalar
o sahici bir güzel
onun içi yeşil ağaçlardan daha yeşil
kedilerin gözlerinden güzel gözleri
ellerinin aranışı dünyadan sıyrılışından
dudaklarının kıvrımı bilgelikten gelir
ben çocuğuyum onun
içimdeki yetişkine yakınlaştıran yetişkin
herkesten daha güzel
mutsuzluğunda bile apansız mutluluklar
kucaklamasında sonsuz bir huzur yatar
ne zaman içimi kemirse karıncalar
yahut dünyam kararsa hatta
susup susturup dünyayı
adını anarım
sen hiç konuşmasan
sessizliğimiz kararsa bile bazen
yüzünle ellerinle yeniden başlarım
yaşamın yegane armağanı
bu tabiat bu kuş sesleriyse eğer
sen bana bir dünya getirirsin
benim imkansızlıklarımın en anlamlısı
en tükenmez yanım oluverirsin
ve ben derim ki
bir adın yeter
yeniden ve yine yaşarım
Biriciğim @bihus ile beraber