Bulutlar dan gökkuşağı toplamak erdem

(Yedi kat âlem, yedi kat gök, yedisinde duyulan yedisinden inen)


Burada herşey geçiyor du, zamana kalmış meltem

(Melekler ve Ruh 'Cebrail veya Ruh adındaki melek' o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.)


Üzerine bir kaç bardak kahve tatlıydı hayat her dem

( 'hayatın & hayatların genel üzerine...' -gecesi bin aydan daha hayırlıdır.)


Yanımda duran çiçekler açmış bir saksı

(Toprak, su, kalp, çiçekler, hayvanlar, dağlar, taşlar, yerler, gökler, sular... Gibi tüm varlığın mahiyeti birer arş)


Üzerimemi düşer cemreler kaç bahar geldi toprak kaçtı

(Sözün aleme karışması gibiydi, düşen cemreler söz gibiydi toprak kaçtı çünkü toprak kirliydi)



Cennet, üzerime üzerine duran bir yerdeydi velhâsıl nimet

(velhâsıl nimet; bizden kaynaklı değil di hiçbirşey lütuf dan ibaretti ondandı herşey)


Nimetten yana, toprak tutan bedenin eksik sol kaburgası

(Ve lütuf en güzel canlıyı yarattı, eksikti ama yarım değildi)


Ne kadar tamamdır tam anlamıyla insan

(kusurludur zaten insan, mükemmel değil bütün insan)


Tamamlayamada mı ademi insan tam anlayamadı ikiside insan

(oysa ne erkek kadına ne kadın erkeğe ayrı ve üstündü, ikisi de aynı ikiside bir, ikisi de en güzel olandı)


Kayboluşlar kaybetti yarımı, mutlu bir zaman dilimi henüz keşfedilmemiş ücrâ sınırı

(Kayboluşlar kaybetti 'havvayı' ve ayrılıklar mesafeler dünyaya iniş...)


Kendimi devirdim bir son sefer, bir görüntü var gözlerime kaçtı

(Kendin ettin kendin buldun 'ironi' devirmek yani meyve, son görüntü aden bahçesi)


Kaçarken açılırmış insan ne güzel aydır o nisan

(Gizli gizli yiyeni de görürüz biz diyen bir Rab, kaçma ve herşeye rağmen sana en güzel zamanları verdim diyor)


Bir gün, içinde ektiğim biten tohumlar serpilir kağıda vurur lisân

(Ve adem gördüğü her varlığa isimler koyar, onları işler... İlk dil, ilk söz)


Ama ben anlatmam ağlatmam yağmurları, düşer kalırım omuzlarıma

(Tevazu gösteren insan, cümle varlığa Melekuta karşı ben anlatmam, anlatamam... Çünkü bilir cân varlığı kaldıramaz zayıf düşer bu kudrete karşın)


Baharın gelişine biriktirdim papatyaları, şimdi zambaklar bekliyor o güzel ân'ı

(Ezgiler ezgisinden zambakları aldık, bir cennet çiçeği vr cennet tasviri olarak zambak)


Sonunda gece dindi gün yüzüme aydın

(Kadr gecesi dindi, kitap indi söz yüzüne aydı, sözün aydınlığı ona sindi)


Sert vurmazsa rüzgar bulutlar da dağılır artık

(Toparlanmak o gecenin mahiyetinde ki duruma dair)


Ne kadar güzel şey görebilse göz ardınca arş-ı

(Sen de görebilirsin, görmelisin ama ne kadar güzel şey görebilse göz arş-ı oysa sadece varlığı görür oysa varlık arş-ı...)


Anlayacağım bir şey bütün herşey ondan ona ondan bana, ben ona razı

(Artık anlayacağın bir şey var, bütün herşey ondan ona dır ve ondan sanadır insan, sende ona razı ve oda sana razı)