Zamân, griye boyadı durdu rûhumu.
Ben, rengârenk çiçeklere hayrân...
Bakışlardan süzülen yağmurlar,
Yollarda kırılan başıboş umutlar,
Gündüzleri yaralayan acı geceler.
Kirpiklerimde buz tutmuş, tek tek.
Fakat gönlüm, şafak sayıyor bahâra.
Güneşle bezenmiş, maviyle örülmüş o bahâra!
Tutamadım kuşun kanadından, uçtu uzaklara.
Giderken kanadından düşen tüy, fısıldadı kulağıma:
Sen, hiçbir şeyin hiçbir şeye kâfî gelmediği bir diyârdasın.
Işığı sönen evinin ışığını yakmak için kendine kâfî gel.