Otobüsteyim. Düşüncelerim otobüsten daha kalabalık olduğu için biraz rahatlıyorum. Hiçbir yere tutunamadım ama bu kargaşada ani bir frenle bile düşmeyeceğim kesin. O derece bir tıklım tıklımlık. Konserve sardalyalar gibi samimiyiz ey halkım daha ne isteriz ki! Kendimce durumu keyifli hale getirmeye çalışıyorum ama otobüs halkı genel olarak somurtkan. Ayaktakiler oturmamanın ızdırabını çekerken, oturanlar havasızlıktan yakınıyor. Ben ise yolcuların azalmaması kanısındayım tutunamadığım için bir kişi bile inse sistem çöker çünkü.


Bu kadar kalabalık bir otobüse sadece bir yerlere yetişme telaşıyla bindiğimiz aşikar. Yoksa hangi aklı başında insan elli kişinin bineceği yere yüz kişi biner. Kaza olma olasılığını kimse düşünmüyor. Aslında ilk akla gelecek şey bu olmalıydı. Öyle bir şoföre ve trafiğe güven... Çünkü biz aşırı düzenli bir trafiğe ve bilinçli sürücülere ev sahipliği yapan bir toplumuz. İstemsiz gülüyorum ve sakallı bir dede "Tövbe estağfurullah!" çekiyor. Çünkü sadece deliler kendi kendine gülebilir, yazılı olmayan kuralları bilmek, yazılı olanları bilmekten daha mühimdir bizde.


Zaman geçtikçe ortalık biraz ferahlıyor. Tövbeci dedeyle daha fazla yüz göz olmamak için arkalara geçiyorum. Genç bir kız sevgilisiyle mesajlaşıyor. Çaktırmadan mesajları okuyorum. Kız oğlanın her dediğini yapıyor. "Ama kız kıza olacağız aşkım." yazmış. İzin vermiyor herhalde erkekliği sahiplenmek sanan oğlan. Kızın elinden telefonu alıp oğlana bir güzel sövesim geliyor durduk yere sinirleniyorum. Gerçi kıza da sinirlenmeliyim böylelerine prim vermemek gerekli. Sevgilisizliğin verdiği bilgelikle bir süre daha onları ayıplıyorum. Kafamdaki senaryolarda bir kaç sahnede ayrılmanın eşiğine geliyorlar. Hani her aşk mutlu sonla biterdi. Aşk filmleriniz batsın, sizin yüzünüzden her şeyi tozpembe sanıyoruz diye film sektörüne sövüyorum sonra...


İneceğim durağa gelirken düşüncelerim berraklaşıyor. Birazdan bugünkü otobüs yolculuğum bitecek. Verimsiz bir düşünsel yolculuğum olduğu için bir miktar üzülüyorum. Her seferinde Arşimet gibi "Evreka!" diyemezsin sıradan insan, buna da şükür diye kendimi avutuyorum.


İşte geldim, iniyorum biraz da sokak insanları arasında düşüncelerimde kaybolayım.