Kalbimi unuttuğum yerdeyim. 

Ellerimle kalbimi avuç içlerime alıp, İskelenin girişine, 

Anıtsal abide gibi dikiyorum.

Ve 

Kızıl mızraklar atıyorum yıkmak için.

24 Haziran, 

Sıcak bir yaz akşamı, 

İkilemler içinde gidip geliyorum. 

Bir o yana. 

Bir bu yana. 

İnsan tercihlerinin sonucu, 

Dünyada bir erkek. 

Dünyada bir kadın. 

Yok olmuşlar. 

Parçalanmış ışın kılıcının,

Ortaya çıkardığı, 

Sihirsel estetiğin, 

Hüznünde yaşıyorum. 

Lanetlenmişlik

ve 

Tamamlanamamışlık. 

Bu savaş hiç bitmeyecek. 

Bir sabah gözümün önünde, 

Hayaline, 

Bilmediğim antik bir dilde, 

Tasvirler yapıyorum. 

Hayallerim mi? 

Kalbim o iskelede kaldı. 

Orada. 

O iskelede. 

İki kelime olarak. 

"DUY-GU"