Omuzlarıma ağır gelen o yükle koştum.
Geceden bir mûm yakmıştım, söndürdüm.
Tuttuğum ipleri bıraktım, ellerime yara açan.
Semânın üflediği rüzgârla alıyorum nefesimi.
Karşımda bir rûh, anlatıp duruyorum içimdekileri.
S'oyamıyorum yalnızlığın kabuğunu; o, beni s'oyuyor.
Bundandır kalbimin bam tellerinin tir tir titremesi...
Köhne yazlardan kalma bir güneşin hatırasıyla,
Ayaklarımı yürüten yorgun neşenin gücüyle,
Araladığım pencereye konan güvercinin intizârıyla,
Ölmüş yanlarım cânlanıyor, söküklerim yamalanıyor.
Bir kaldırım taşında açan çiçeğe ağlıyorum, hüngür hüngür.
O çiçekten payımı aldım alalı, bir yerim kanasa da ağlayamıyorum.
Dibe batan tüm acıların suyunu sıkıyorum, bir tutam ümitle...
Melike Baran
2024-11-24T23:40:12+03:00Güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim.
Dibe battığımız kadar yüzeye çıkmaya da ihtiyacımız var.
Burada konuştuğum rûh, içimde mahfûz...
Açılan her çiçeğe ağlamak ümidiyle.
Hakan Akçin
2024-11-24T22:41:50+03:00İnsanı hem dibe götürüyor hem de çıkış için ümide sevk ediyor dizeleriniz. Konuştuğunuz ruh karşınızda mı yoksa içinizde mi mahfûz? Kaleminize bereket dilerim. Açılan her çiçeğe ağlamak ümidi ile.