Küçükken, bir gün bir yazar hakkında "Onun kalemi çok sağlam, çok iyi yazıyor," dediklerini işittim. Ödevlerini yaparken yamuk yumuk yazdığı için annesinden azar işiten bir çocuk olarak, bu sözler bir hayli ilgimi çekti. Sağlam bir kalemim olursa, ben de iyi yazarım diye düşündüm ve soluğu kırtasiyecide aldım.
"Abi," dedim, "en sağlam kalemin kaç para?"
Abinin, dediğimden bir şey anlamadığı yüzünden anlaşılıyordu.
"Sağlam kalem mi? O ne oluyor? Metal gövdeli olanları mı diyorsun?" dedi.
"Onlar sağlam mı?" diye sordum.
"Sağlam sağlam; hiçbir şey olmaz bunlara ama biraz pahalı," dedi.
Fiyatını öğrenip çıktım. Bir iki ay harçlıklarımı biriktirecektim; abur cubur yemeyecektim ama sonunda ben de iyi yazacaktım.
İki ayın sonunda kalemi aldım. Normalde annemin zoruyla ödevlerini yapan ben, bu kez yazmak için sabırsızlanarak eve doğru koştum. Çok mutluydum. Daha yazmadan bir şeyleri başarmışım gibi hissediyordum. Eve gelince hemen defterimi açtım ve yazmaya başladım.
Bir de ne göreyim ya da göremeyim mi demeliyim? Yazımda hiçbir değişiklik yoktu. Belki ben anlamıyorumdur deyip endişeyle anneme yazımın değişip değişmediğini sordum. Nasıl bir değişmeden bahsettiğimi açıklamaya kalmadan, onun da benimle aynı şeyleri gördüğünün farkına vardım. Bu kalemle bile kötü yazıyorsam, bir daha asla iyi yazamayacaktım.
O gün çok üzülmüştüm. Bir daha hiç o kadar hevesle defterimi elime almadım. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Kalemimi kırdılar. Evet, gerçekten kırdılar. Teneffüste oynarken masaya çarpmışlar; kalem düşmüş ve ucu kırılmış.
Tam üzülecekken yüzümde kocaman bir tebessüm belirdi. Hâlâ şansım vardı. Eğer kalemim kırıldıysa demek ki o kadar da sağlam değildi ve en sağlam kalemi bulma hayallerine daldım. Eğer bir gün o sağlam kalemi bulursam, ben de iyi yazacaktım.
Çok sonraları bir yazı yazacaktım ve bir çukur kazacaktım. Yazımda daha önce gördüklerimi anlatacaktım; çukurda ise görmediklerimi... Belki de unutacaktım tüm bildiklerimi. Benimle beraber çukura girenlerin kulaklarına, sorduklarında söyleyemediklerimi fısıldayacaktım.
Sonra uyanacaktım. Hiç uyumamış gibi... Bunun, kendime çeki düzen vermem gerektiğini hatırlatan bir rüya olduğunu düşünecektim.
Peki sonra ne yapacaktım? Yaşamaya devam mı edecektim? Alnımda kırışıklar oluşmaya başlamışken? Görecektim... Görenlerin görmeyişi gibi.