Kalabalıkları eşik belledim

gösterişli yalnızlıklara.

Ismarlama duyguların körlüğünde

perde arkasında kalan akbabayı

sakladım

tazeliği gizleyen

bayat bir yalnızlığın habercisi limanlara.


Neredesin kördüğüm beni bana bırakma.


Elzem bir vazgeçiş bu

faniliğimin 'fer' odalarında

kaybedişlerimin hikâyesi.

Bedevi bir diz çöküş.

Ölü bir bozkırın

havariliğini üstlenmiş yanlarınla

doluyorsun boşluklara.


Neredesin ey sefil!

Özüm derdime mesnetsiz bir ayna.


Tenimde bir kargaşa.

Issızlığa yükselen suların

benliğimi boğan bir tufana dönüyor,

bırakma.


Yamanıyor ruhun ılgımlara.

Yaftalanmış bir sızısın sen,

marazi infilaklara.


Neredesin?

Feza kanıyor

çorak topraklarda.


Ahlat ağırlığı dallarında.

"Bir mahzunluk ki kökünde

gediklerine tüfengiler sığarcasına

çiçek açtırıyor en koyu ızdıraplara!"


Bütünlük gizli yarında,

bakma!

Dağına kederler uğramamış

kendinden bir dağ.

Saklanmış gözelere

fani bir dünya.


Neredesin Medusa!

Gemledim kargıları

mancınıklarda.


Afili bir yalnızlık bu

güçsüz harabenin ıssız

kuyularında.

Keşmekeşlik sıkışmış

kader ağlarına.


Tapma.


*fotoğraf : Kayra Neşad