acının bazı duyguları kamçılamasıyla ortaya çıkan hislerde kaybolmak istesem de çoğu zaman, hatta asla ayrılmak istemesem de o var ettiğim dünyadan, yaşanması gereken onca acıyı yaşamak daha ağır basıyor o dünyadan.

evet, reyhan, yaşayacağın onca acı, yaşamak istemeyeceğin onca acıdan ağır basıyor. mazoşist miyim? ya da sadomazoşist? hayır, mazoşist değilim ya da sadomazoşist; artık ne denirse, ne deniyorsa... dediğim gibi, ben acının o kamçıladığı duygulardan ortaya çıkan şaheserleri, o duyguları, o ilhamsı hisleri seviyorum, istiyorum ve alıyorum. acının insanları olgunlaştırması gerçeği bazı insanların yüzüne baktığımda beliriveriyor. yaşanacak onca duygu, onca his arasından neden acı? neden mutluluk değil, neden aşk değil, neden kin değil ve neden...

bilmiyorum.

bence bütün duyguların sonu acıya varıyor. belki sonuç odaklı yaşıyorum...

sevgi acıyı getiriyor, aşk acıyı tetikliyor, mutluluk asla sonsuz değil, öfke zaten hak getire...

hepsi birbiriyle bağlantılı.

olmaması zaten şaşılası bir durum olurdu.

demem o ki; acı varsa hayat var. var ki yenilemez olduğumuzu, arada bir de olsa insanın acizliğini hatırlatıyor bize. sonuç olarak, teşekkürler hayatıma; yeni ve nice acılara...