kanla yo(ğ)rulan bir adımız var orda
atların ve saltanatın uzağında
kızların acıların şarkların
acemi ve ürkek zamanların ardında
duran
ve ansızın yüzümüze çarpan
ova sesleri gibi
ve kırgın deniz sessizliği gibi
duruyor kan
bakışlarımızdı haşin ovalardı bizi bırakan
kanla yoğrulan şafakta
kanla yorulan kanla durulan kanla
nice yaban diyarda yıldızları soluyan
huysuz bir coğrafyayı alarak koşturarak
sonra bahara darılarak soluyan
kandır
yüzümüzde
böğrümüzde
bize musallat olan
bizi orda bırakan
sabaha akan kandır
burada korkuyla duran ve mezara dolan biziz
burada yanarak dağılarak yok olan biz
göç sesleri tan sesleri kum sesleri gibi sakin
indik tahtımızdan toprağa ulaklara mahzun
indik usanmaya susmaya atlardan
düşer gibi sulara “ah sulara” gibi derin
her vakit garip kalan sesimiz ki ağrısından
üstümüze sinsice saldıran kandır
adımızı aşkımızı şanımızı ayartan
kan
kış, 2001