Saatime baktım, kalktım yataktan.

Akşam sekiz gibiydi, ama ne gerek zamandan.

Anadan üryan çıktım odamdan.

Şimdi sıra yeni şeyler tatmakta.

Son kez nefes alıp arşa bakmakta.

Usulca çıkardım kılıfından çakımı.

Bırakmadı iki alemde şeytanlar yakamı.

biliyorum bırakmayacak, susmayacaklar.

onlar da beni yakacaklar.

neyse, düşünmemek gerek fazlasını.

şimdi tutamam ben kendi yasımı.


geçtim küvetime, banyoyu kilitledim.

vurmadan önce bileklerime, dışarıyı dinledim.

hep bir kavga, hep bir bağırış, keşmekeş...

hani insanlık, hani saygı nereden bu sergüzeşt!

kapadım kulağımı, şimdi tek duyduğum yüreğim.

belki son kez geliyor kulağıma sesi.

biliyorum yarım saate vereceğim son nefesi.

çıkardım çakımı götürdüm bileğime.

son kez sordum "emin misin" diye yüreğime.

cevabı dinlemedim, aldım derin nefesimi.

belki son kez duydum kendi sesimi.

kapadım gözümü, kestim sesimi


ilk başta ölümü düşündüremeyecek bir acı belirdi.

kalbim son kez atar gibi delirdi...

nefesim bir anlığına kesildi.

acı, ne tatlı bir acı bu..

nereye gidecek ki bu yolun sonu.

avuçlarımda kendi kanım dolu.

kan... kan sıcak

ne zaman bu kan soğuyacak?

kan.. kan sıcak...

kalbim ne zamana kadar atacak.

hangi melek benim canımı alacak?

bileklerim titriyor, gözlerim buğulu.

niye doldu ki bekliyor damlalar yolunu?

kan... kan sıcak..

şimdi mi nefesim solacak.

hayır, var daha yolum.

evet şimdi ama sonum.

az bir var düşünmeye konum..


kan... kan sıcak...

bileklerimdeki acı şimdi yok olacak..

nefesim yavaşladı.. kalbim duracak..

şimdi kalmadı mecalim bağıracak.

kan... kan sıcak..

hangi vakit bu kan da solacak?

zihnim bir perde çekti gözüme,

başladı çocukluğumdan kareler göstermeye.

ne mutlu, ne dertsiz, ne tasasız.

çocukluğum geçmiş hayallerimde yasasız.

hangi dostlarım bunlar, hatırlamıyorum

biraz büyüyünce mi gözlerimi kapatıyorum.

kan.. kan sıcak..

zihnimin oyununu sürdürüyorum.


bir sınıfta beliriyorum.

önümdeki bir sesi duyuyorum.

hafifçe başımı kaldırıp bakıyorum.

kim bu nur, kim bu heves

şimdi kadar mı vermişim orda nefes?

kim bu çocukluk kim bu ses?

hemen hatırlıyorum

ilk aşkı unutmak yakışmaz biliyorum.

sadece gözleerine bakıyor, dudaklarını okuyorum.

ama en sonunda yine ben kaybediyorum.

zaten ömrümün üçte birini sıralarda harcıyorum.

kan.. kan sıcak...

belki yine gençliğimdeki gibi akacak.

kan... kan sıcak...

kanım belki sevdamı bastıracak.


yeni bir sima ilişti gözüme.

aynaya bakıyorum zihnimde, gözlerim şiş.

bilmem neden oldu bu iş, hatırlamıyorum

az buçuk düşünüyorum

evet şimdi hatırlıyorum.

orada gözlerimi kapamış ağlıyorum

hayatıma bağırıyorum.

ilk defa orda düşünüyorum şimdiyi

ama diyorum, "en azından bekle ikindiyi"

sonumu ilk defa erteliyorum.

kan... kan sıcak..

orda da hissediyorum bu kanım küvetime akacak.

kan kan sıcak.. 

geçmişime artık yok mecalim bakacak...


kalbim saniyede üç beş atıyor, duyuyorum

nefesim nerdeyse söndü, ölüm meleğimi bekliyorum.

kan... kan kan hala sıcak..

acaba gerçekten buluyor muyum güç ayrılacak?

kan... kan sıcak..

burnumda ne diye bu metal kokusu bağıracak?

istiyor muyum hala yaşamak?

biliyor muyum ağır gelecek beni musallaya taşımak?

kim bulur bedenimi, bağıran kim?

küvetimdeki kanları silen kim?

şu saatten sonra olur mu kurtaracak?

bir ses çıkarsam belki vardır duyacak.

biraz daha durursam cehennem beni yakacak.

niye ağlasınlar arkamdan, ölen benim

ne dünyada ne ahirette vardır yerim.

kim ağlasın ki arkamdan, ben kime öldüğümü derim.

bir toprak ağlar çünkü orada benim zehirim.


ölümlerin meleği bile istemedi beni.

dinlemedim onu, soğudu tenim.

kan.. kan soğuk..

kapımda bir ses var, her cümlesi boğuk...

kan, ken gerçekten soğuk...

kimim var ki, kimin bu bu ses.

birazdan çıkacak ağızımdan son nefes.

hisssediyorum bedenim kendime kafes. 

bedenimi o mu bulacak, bu kapımdaki ses.

kim o kapımdaki, endişeli bağırış kimin?

bilmiyorum ben de, bilmiyorum var mı kimim?

kan soğuk.. kan kupkuru..

kapımdaki ses de görmesin sonumu.

kan soğuk... kan akmaz oldu.

küvetim zaten yüreğimin ateşiyle doldu.

şimdi mi gözlerim kapanacak, zihnim rüyaya dalacak.


ses sustu, açıldı kapım.

içeriye giren çok tanıdık, çok yakın.

bekliyorum saat sekizden beri onu,

tanışmak için yoktu başka yolu,

bu ne güxel bakış,bu ne güzel gülüş.

hayatımdan daha mı güzel olacak gidiş?

bu ne güzel ses bu ne güzel yakış,

sen de şeytanlara bir danış.

Gerekmesin cehennem azabında bir yanış.

dedi,"canını alanda var cesaret"

"yüreğine serpmeliydin hidayet."

"beklemedin,kendine biçtin dirayet."

anladım ölümüm tatlı olmayacak.

iki alem de beni böylesine yakacak.


kan.. kan kuru

biliyordum yok bunun başka yolu.

kan.. kan avuçlarımda dolu.

göz kapaklarım kapandı, yaşların da geldi sonu.

bir alemde yanarken, diğerinde de seçtim zoru.

Sanırım Zahiri seçmeyecek ancak bu sonu.

Sadece söyleyecek, "bu işin ancak var tek yolu"

diyecek "bir ustura değerse gözleyecekler yolunu"

değer nedir, herkes mi biner kıymete ölünce?

Zahiri de vermezdi kıymet hidayete.

kan... kan nedir?

şimdi mi pişmanlık gelir?

ölüm, ölüm nedir?

kimi der bir kurtuluş, kimi der yaşamdaki ukdedir.

şimdi dönülmez bir kahpedir.

Zahiriye göre gerçek sevgidir.