Menekşeler döküldü toprağa
O çok sevdiğim çiçeğim sarıya evrildi
Renkler ve ben solup gittik bir an da
Nasıl oldu diye soruyorlar
Bilmiyorum dedikçe
Ağzımda kamçılanıyor dünkü rüya
Sanki meleklerin atası
Doğrultmuş gibi beni bir tabuttan
Yeniden hayattayım, bağışla
Tan\m yerinde ağıran bir sevgiyle
Dikilsem de karşına bu rüya eski rüya değil anla
Kırılmış, parçalanmış, birilerince ele geçirilmiş
Ve senin ellerince, ele verilmiş bir tohum saksıda
Hayran olduğum ellerin
Tabutumu taşıyor rüyada
Sorguluyorum kendimi
Nedenlerin tüm çıplaklığı karşımda
O örselenen baş, kımıldamayan kemik
Ağzı dili kurumuş kızcağız
Ne yapsın söyle ona
Fakat susuyorsun
Bu başka
Sessizliğin
Harflerin gırtlağınca
Çarpıyor yüzüme
Dilime doladığın cümle
Senin terkine münasip
Ve benim terkimce ağırlanan
Kımıldamayan bir ölü soğukluğu
Kapımda
Zile basıp kaçıyorsun
Sen mi çocuksun
Yoksa çocukların oyuncağımı burada
Bu toprak rengi ellerim
Ya da gül beyazı dişlerimle
Sana hangi sevginin bağrını açayım
Çabala
Zor olacak biliyorum
Zorluğun aşılamamış tüm paragrafları rafta
Kalbimde esir düşmüş bir asker
Yârdan yaralarla, yaralar yaratanla
Bir kez daha hoş geldin diyorum
Elimden kayan kitaplarla
Hoş geldin
Bir daha gel
Kanatan bir gül ağırlığınca
Zeynep Can Sarıtaş
2023-04-19T16:30:10+03:00Teşekkür ederim
Ahmet alperen şahin
2023-04-19T10:20:26+03:00Güzel imgeler ve benzetmeler