I
boğuk bir şiir gibi sıkılganım
güz vakti açık pencereler kadar ümitli.
bilmem ki acaba
el ele tutuşmanın verdiği bir hazzı
hangi lokmada bulabilir insan?
aklımın zifirinde dolaşan melekler
elleriniz var mı?
siz de benim kadar ümitli misiniz
yarının olup olmayacağı konusunda?
II
ölü ivo kanepeye uzanmış
halbuki o hep yan tarafına doğru
biraz çapraz uyurdu gece olunca
huzurunu bozan benim sızlayışım mı?
etimin morarması,
gece olunca öfkeden tokat atmam
onun o yeşil göğsüne
ve bir pişmanlık sarması evi
siz de pişman oluyor musunuz zihnimde melekler?
yoksa insanlar ölürken bile
insanlar ölürken bile
büyük bir gurura kapılıp
"mağlubum" demek yerine
"istemedim" mi der?
III
gelin ellerinizi verin bana
açayım renklerini
sarışın, esmer, buğday rengi
açayım bahar gibi ellerinizden parçaları
dinleyelim ne diyor acaba yıldızlar
ağlıyorlar mı bizim gibi
yoksa güneş doğacak diye rahatlar mı?
işte tam ortasını yaşıyoruz gecenin
kimisi henüz uyuyor
kimisi henüz uyanıyor
bazısı özlüyor yatağını
bazısı yatağındakini özlüyor
işte bütün azametiyle gümbürdüyor gece
yumruk gibi,
kin gibi,
senin gözlerin açıyor gecenin odasını;
bulut gibi,
hava gibi.
ben de aradığınız her ne ise
o en büyük eksikliğim benim
katılamam o yüzden
sizin onca güzel yakıştırmalarınıza
ah bir tanısanız beni
nasıl uzağım şairlikten
şiir yazmaktan
bir görseniz yüzümü
kül renginde izlerini onun
bir hissetseniz içimdekileri
hiç kederlenmezsiniz belki de
hatta belki de gülme alır yüzünüzü.
işte böyle
yalnızca geceleyin takınıp o kederli tavrı
gizleyerek kelimeler okuyorum
hiçbir yerden gelmeyen
hiçbir yere gitmeyen.
Cem Kılınç
2021-01-03T17:02:40+03:00Güzel bir şiir olmuş kaleminize sağlık:)