doğduğum yer batımımla bir

ne deniz müsaade eder gitmeme

ne de çıplak ayak gidilir

ne demir parmaklık ne ayaklarımda pranga

göğüs kafesimle müebbet

elimi kolumu bağladıkları iki kıta


yaşamanın verdiği sülfür tadı

adli tıp doktoru imzalı

hastane raporlarıyla tescilli

kanser teşhisi şiir gibi alt alta sıralı

"hasta bu durumda bir mediasten tümörü

izlenimi veriyor"

tutuşulan lades uzayacağa benzemiyor


-


düş kuruculuğuma tanı koymak zor

doktor kağıda bunu yazamadı

bir iki hap yazdı, istirahat yazdı


gece yarısı sokak başında nöbet durdum

lambalar patladı sokak denize açıldı  

altıpatlarda tek mermiyi denize vurdum

bir ben duydum başka vuran olmadı


öldü ölecek martavallar okudum

hem türkçe okudum hem saatçe

akrep üçü vurdu yelkovanı ben kurdum

ben sarı ben beyaz lamba kardeşliği

sırtlandım kaç demet varsa heybende

kamburum sıradanlığı yanlış bir yük beygiri


gece yarısı sokak başında nöbet durdum

sokak başında polisler pusu kurdu

nişangah apartman kapı nişangah pencere

nişangah tayini yanlış

bir günah elçisi

bir ben duydum onlar vurdu


öldü ölecek martavallar okudum

kalbur saman içinde evveldim ahir oldum

yumruk gibi çarptığını kurdum uzak yollara

heybende yanlışlığı sıradan ihtilal şavkı

çarpık devrilmiş bir memleket kurdun


usanmadım memleketi baş ucuna koydum

kitaplar inşa ettik köy okulları falan

alfabeyi öğrendik şiir okuyalım diye

şiir okuduk ki sevme yetisi edinelim

aman ha kimse bilmesin duymasın

yırtıcı kuşların kanatlarını kıralım

onlar ki iktidar tellalı

benim başım belalı senin başın belalı

oldu ya ayrı düştük hapiste dahi

şimdi polisi kime gammazlamalı