...Ve zamanın elindeki süpürge iç gıdıklayan, nahoş bir his olmaktan çıkalı ne kadar olmuş, sırtında kaç katman açılmış. Çok zor değil mi? Yeniden başlayabilecek kadar taze olmadığını görebiliyorsun. Zincirlenmiş bir köpek kadar çaresiz ve cezanı kabullenmiş görünüyorsun. Hayır, sakın alınma buna. Kantarın bir tarafı hep daha ağır gelmek zorunda. Zihninin içindeki duygulardan bile daha yaşlısın artık. Sevgi duyduğun kişiden daha yaşlısın, yaşlanıyorsun da... Yetişemiyorsun değil mi? Yaşadığın hayatın benzer çizgileri arasında boynu aşağıda bir katır gibi ilerlemekten fikirlerine yetişemiyorsun. Sanatçı kişiliğinden uzaklaşıyorsun. Sahip olduğun dilinden uzaklaşıyorsun. Taş attığın insanların arasına atlarken kalem taşımıyorsun değil mi? Aşağıya bakmak ardına bakmaktan daha kolay geliyor artık. İşte böyle yaşıyorsun. 

Üzülme artık, biliyorum. 

Böyle olmak istemiyorsun.