Söz-söylem'in sonucu hiç bir zaman mutlak ve belirgin olamaz.

Herhangi bir cümleden herhangi bir anlamı çıkarabiliriz. Ulaştığımız ve edilgen olan sonucun, anlamın, yorumun doğruluğunu ve geçerliliğini belirlememiz; onu nekadar ve nasıl meşrulaştırabildiğimiz ile orantılıdır.


Antik Yunan'da Sofistler ikna sanatının yol ve yöntemlerini öğreterek para alırlardı. Burada önemli olan politikacıların doğruyu, bilgiyi söylemesi değil, halkı ikna edebilmesi amaçlanırdı.


Bir taş ocağının bina yapması için bir dağı heba ederek taş elde etmesi insan için hem iyi, hem kötü olabilir.