Her harf bir sonrakini doğurur. Her hece bir sonrakini, sonra kelimeler oluşur sonra diğer kelimeyi doğurur. Peş peşe gelen bu kaos giderek artar. Hayat durgunluktan başlayan, karmaşaya dönüşen bir olgudur. Karmaşa ise içinden çıkılamayan, kimin ne söylediği anlaşılmayan, neyin nerede olduğu bilinmeyen, suret ve gölgelerin birbirine girdiği bir tür ütopik portredir.
Karmaşadan kaosa doğru ilerlemektir. Bir cümlenin içinde başka bir cümlenin içine düşmektir. Tıpkı arkasından kör bir kuyuya itilmek gibi, kelimeler böyledir. Kuyudan çıkmaya çalıştıkça daha çok batarsın. Her seferinde biraz daha, biraz daha, sonra çırpınacak gücün kalmaz; bir tür eritmedir insanı ve sonra durgunluk gelir, tekrar başa dönme... Böyledir işte hayat, durgunluktan kaosa ve sonra tekrar durgunluğa… İnsan bu evrimin seyircisidir sadece, Tanrı ise yönetmeni…