Bir kapının önünde ayaklarına kara sular inene kadar beklemenin acısını yaşamadın sen. Lıkır lıkır içtin! Sözler, bıçaktı senin için. Her yanını kesti. Rûhunda durmayan bir kanama var şimdi.

'Ev' diye zilini çaldığın her kapı, tekrâr tekrâr yüzüne kapandı. İçinde ağlayan şarkı, gözlerinde çaldı. Ellerine, nakış nakış hüzün dokundu. Burası, çorak bir toprak...

Bu diyârdan ne bir tren kalkar ne de bir gemi. Gitmek istiyorsan rûhunun kanatlarını iyileştir. Çünkü uçabilmenin tek yolu, iyileştirmek ve iyileşmektir...