Bizim çobanın yüz koyunu var
Ne kar ne ne yıldız ne ay
Yüzü de yüzü gibi kara
Ak koyun kara koyun değil olay
Çobandır asıl önemli olan
Bu yüzden döndüğü gibi dünya dönelim bizim çobana
Kara vakit dağına çıkar bizim çoban
İster gündüz ister gece
Günün herhangi bir saatidir o an
Bu arada pek üzgün bizim oğlan
Sorsan tek laf çıkmaz ağzından
Hep gittiği yer o ağacın altı
O da biliyor her gittiğinde artıyor yaşı
Rüzgarda savrulmazken örgülü saçı
Bulamaz kendini batırmak için taşı
Dudağına koyar sürer bu zehri
Öldürmek için içindeki şerri
Belki yakar kutudaki son kibriti
Oturdu oturdu somurttu
Kafası attı evin yolunu tuttu
Konuşmamam için hiçbir neden yoktu
Neden ikimiz de bunca zaman sustu
'Me' dedim gitme biraz daha kal
Kalamam aklım kara fikrim kara
Burası tutunabileceğin son dal
Başka bir yer arıyorum göründü kara
Bulabilirsem bir sandal
Sen dedin burası da orası da kara
Eminim mutlu olabileceğim orada
Aldı testiden bir yudum
Son kez konuştu 'konuşmak yordu'
Yeni bir duygu vardı gözlerinde
Biraz yaşlı, biraz tuzlu
Çatık, kırışık biraz da bayık
Konuşmadı içindekileri okudum
Keşke bir kurt saldırsa sürüye
Çobanı kapsa götürse
Nereden geldi buralara
Keşke köyüne dönse