Durgun bir suyun üstündeydi gölgen

Durup izledim öylece

Bir gözyaşı damlasa gölgene

Tüm yüzeyin yayılacaktı içime.


Bahçemdeki yaşlı söğüt ağacını izliyor

Pencereyle benim aramda sıkışan acı

Yüzünü görmek istedim 

Yüzünü son kez öpmek istedim.


Yokluğun, seni doğurdu 

Yokluğunda her şey sen oldu.

Yürüyüp sana gelmek istedim

Yürürken ölmek istedim.


Bir karanfili koklayıp durdum

Meryem de böyle mi ağlamıştı İsa'ya?

İçimde yan yana dizilmiş mezarlar var

Onlardan birinde uyumak istedim. 


Bir şeftalinin kokusu geliyor burnuma

Çocukluk, hastalık, kocamanlık

Devingen anılarımın er meydanı

Bir hengamenin ortasında duraksamak istedim

Sonsuz bir kavganın içinde kaybolmak istedim. 


Bir yer var, bir yer onu arayıp durdum

Bir sehpa var, bir vazo var

Bir ayağı kırık zeminin üstünde

Tüm güzelliğiyle duruyor papatyalar

Ben bugün o papatya olmak istedim

Ben o kırık zeminde öylece durmak istedim.


Geniş avlularda, sıkışmış ruhlar 

Yan yana dizilmiş saksılarda

Toprakla kavga edip duruyor sardunyalar

Bir toprağa ekilmeyi istedim

Bir çiçek olup açmayı çok istedim.

Nerede bir kavgam varsa sonsuza dek sürsün istedim.


Ben gittikçe geriye gidiyor yollar

Varışlar beni itiyor, öteliyor

Hiçbir yere ait olmak istemedim.

Yalnızlık, aidiyetsizliğimi sımsıkı sarsın istedim.


Tezer’in anlattığı uçurumlar

Benimle benim aramda uzanıyor

Bir yanım ruhunu boşluğa salıyor

Bir yanım hâlâ bıraktığın çiçekleri suluyor