Yalnızca sessizlik çöktü şu dilimin kalabalık gürültüsüne
Bir deniz kenarında oturmuş nöbet bekler kulaklarım
"Sen konuş, su konuşsun, gökyüzü konuşsun."
Ben seni dinlerim
Yüzün asırlardır kadim bir tanıdıklık seyrettiriyor bana ,gülmek gibi, susmak gibi, sevmek gibi, sanki sende hep vardın içimde
Vazgeçişlerimin ateşi hep yüzünü görene kadar
Hayat suyu gibi yüzün
Hiç keşfedilmemiş en güzel duyguları gösteren bir pusula gibi
Ama bir kere dönmemiş benim olduğum tarafa yüzün
Ah bilinmeyen gizli sevgi ah o korkunç hüzün
Bilmediğin bir coğrafyadan sana sevgi getirdim, bilmediğin bir dilde bilmediğin sevgi sözcüklerini sana sarfediyorum
Kendimce seni seviyorum, kendi haznemde güzel diyince seni kastediyorum
Durdum seni düşledim aklımın uçlarında
Bir elma aldım elime
Sonra karanfil diktim her yerine
Yüzünün aklımdaki yeri gibi
hiçbir boş yer bırakmayana dek
Elma karanfile bezenene dek
Al şimdi bunu, uzat elini
Belki merak edersin
Bu elma ile karanfil anlatsın beni
Kelime bulamadı lisanım ,görününce yüzün
Al bu sana olan şiirimin meyvesi
Bir elma anlatsın bir karanfil anlatsın seni