Ne çok yük var, omuzlarında.
Taşıyamaz olmuşsun, çökmüş omuzların.
Ne bir umut parçası kalmış içinde,
Ne de mutluluğa dair birkaç parça.
Saklamışsın kendini, herkesten, her şeyden.
Kimselere izin vermemişsin, yaralarını sarmaya.
O yararlarla yaşamayı seçmişsin.
İçindeki, o sızının verdiği hissin
hatırlattıklarını unutmamak için.
Lâkin, ne çok isterdim
omuzlarındaki yükleri biraz olsun hafifletmeyi.
Çökmüş omuzlarına,
ölü topraklarına can vermeyi,
çiçekler açtırmayı.
Yüzündeki hüznü silmeyi,
içtenlikle gülümsemeni isterdim.
Saklandığın o koca karanlığa, ışık olmayı.
Gecene, ay ışığı gibi doğmayı isterdim.
Sarmaya izin vermediğin yaralarına merhem olamasam da acısını paylaşabilmeyi isterdim.
Her birine usulca dokunmak.
Ama yalnızca ruhumla, ruhunda saklı olanlara.